véren

véren
1 -rna -o prid. (ẹ́ ẹ̄) ki ima vero, versko prepričanje: veren človek; postati veren; globoko veren ∙ nar. odzvonilo je vernim dušam avemarijo; na verne duše v krščanskem okolju na praznik spomina na duše v vicah 2. novembra vérno prisl.: verno moliti; sam.: skupina vernih ------ 2 -rna -o prid. (ẹ́ ẹ̄) 1. knjiž. popolnoma podoben, točen: narediti veren posnetek lokomotive; portret je tako veren, da osebo vsak prepozna // resničen, prepričljiv: to slikarstvo je veren odraz dobe; zgodovinsko veren okvir predstave / opravljati poskuse v kar najbolj vernih okoliščinah podobnih naravnim 2. zastar., navadno v povedni rabi zvest, vdan: biti komu veren prijatelj / ostati veren zemlji / nositi v srcu verno ljubezen vérno prisl.: verno ga je čakala; verno upodobiti življenje ∙ zastar. verno ga je poslušal pazljivo, zaupno

Slovar slovenskega knjižnega jezika . 2000.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • veren — obs. pl. f. were, pa. tense of be v …   Useful english dictionary

  • veren veren — bağıra bağıra ağlamak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • Ta'veren — is a term used in the Wheel of Time series by Robert Jordan.Ta veren : A person around whom the Wheel of Time weaves all surrounding life threads, perhaps ALL life threads, to form a Web of Destiny. (TEotW,Glossary) Noted Ta veren*Rand al Thor… …   Wikipedia

  • derdi veren devasını da verir — her sıkıntının, üzüntünün bir çaresi vardır anlamında kullanılan bir söz Merak etme erenler, derdi veren devasını da verir. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • parayı veren düdüğü çalar — para harcadığında insan istediğini elde edebilir anlamında kullanılan bir söz Bana kafa tutmaya hiç hakkın yok. Parayı veren düdüğü çalar. Verirsin bir görüşme parası daha. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • az veren candan, çok veren maldan — varlıklı olmayan kimsenin yardım veya armağan olarak az şey vermesi büyük fedakârlıktır, varlıklı kimsenin vereceği armağan ve yardımlar fedakârlık sayılmaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • meyve veren ağaç taşlanır — bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimseler kıskanılır, eleştirilir ve işlerini yapmaları zorlaştırılır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köpek ekmek veren kapıyı tanır — köpek bile kendisini besleyen yeri bilir, davranışlarıyla duygularını belli eder, insan da bundan ders almalı, gördüğü iyiliği unutmamalıdır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elini veren kolunu alamaz — (birine) kendisine iyilik yapıldığında devamını fazlasıyla isteyen kimseler için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • verentis — ×vereñtis sm. (2) NdŽ, Lkč, Gl; LBŽ žr. 2 varinčius: Vereñčiai auga vienstypiai, lapai jų kaip rietenų J …   Dictionary of the Lithuanian Language

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”